1887

OECD Multilingual Summaries

The Space Economy at a Glance 2014

Summary in Turkish

Cover
Read the full book on:
10.1787/9789264217294-en

Uzay Ekonomisine Bakış 2014

Türkçe Özet

Karmaşık ekosisteme sahip bir yüksek teknoloji alanı olan küresel uzay sektörü, kamu kuruluşlarını (uzaycılık kurumları, gerek sivil gerekse savunmayla ilgili kuruluşların uzay bölümleri), uzay imalat endüstrisini (roketler, uydular ve yer sistemlerinin yapımı); bu endüstrinin doğrudan tedarikçilerini (parçalar) ve daha geniş uzay hizmet sektörünü (ağırlıklı olarak ticari uydu telekomünikasyonu) içermekte olup, 2013 yılında dünya çapında en az 900,000 kişiyi istihdam etti. Ancak bu tahminler, aynı zamanda uzay sektöründeki yeniliklerin birçoğunu başlatan ve kamu ihalelerini alan, Ar‑Ge çalışmalarında önemli rol oynayan üniversiteleri ve araştırma kurumlarını kapsamıyor.

Uzaycılık kabiliyetlerine sahip olmak ve bunları geliştirmek, çok cazip bir stratejik hedef olmaya devam etmekte, uzay sistemlerine ve bunlara bağlı uygulamalara yatırım yapan ülkelerin ve şirketlerin sayısı da gitgide artmaktadır. Ekonomik krize rağmen kurumsal finansman, 2013 yılında küresel çapta istikrarını sürdürmekte olup, OECD ülkeleri ve yükselen ekonomilerin birkaçında bütçeler arttı. Uzaycılık genellikle pahalı olarak isim yapmıştır. Ama ulusal yatırımlar, tüm G20 ülkelerinde GSYİH'nin sadece çok küçük bir yüzdesini oluşturmaktadır. Dünyadaki en büyük programa sahip olan ABD'de uzaycılık GSYİH'nin sadece %0.3'ünü, Fransa'da ise GSİYH'nin %0.1'den azını oluşturmaktadır.

OECD ülkeleri, 2013 yılında küresel olarak en büyük uzaycılık bütçelerine sahip olmakla birlikte (satınalma gücü pariteleri ‑ PPP ‑ kullanılarak, 50.8 milyar USD), küresel uzaycılık faaliyetlerinin artan bir bölümü başta Brezilya, Rusya ve Çin olmak üzere (yaklaşık 24 milyar USD ‑ PPP) OECD dışında gerçekleşiyor.

Uzay ekonomisi 2013 yılında 256.2 milyar USD civarında gelire sahip olup, bunun dağılımı ise imalat tedarik zinciri (%33), uydu operatörleri (%8.4), ve doğrudan eve uydu televizyon hizmeti verenler gibi, gelirlerinin bir bölümü kısmen uydu kabiliyetine bağlı olan aktörler dahil olmak üzere, tüketici hizmetleri (%58) şeklinde oldu.

Uzay sektöründe küreselleşme hızlanıyor

Küreselleşme, uzay ekonomisini farklı düzeylerde etkiliyor. 1980'lerde sadece bir avuç ülke, uydu yapma ve fırlatma kabiliyetine sahipti. Şimdi çeşitli endüstriyel sektörlerdeki çok daha fazla sayıda ülke ve kurumsal oyuncu, uzaycılıkla ilgili faaliyetlerde bulunuyor ve bu eğilimin önümüzdeki yıllarda güçlenmesi bekleniyor. Uzay sektörü ağırlıklı olarak stratejik ve güvenlik mülahazalarından etkilenmeye devam etse bile, uzay sistemlerinin geliştirilmesi ve işletilmesine yönelik tedarik zincirleri de artan bir şekilde uluslararası düzeyde evriliyor. Uzay teknolojilerinin birçoğu çift kullanımlı, yani hem sivil, hem askeri programlar için kullanılıyor, ve bu da uzaycılık ürünlerinin uluslararası ticaretini kısıtlama eğilimine neden oluyor. Yine de küresel değer zincirleri üzerine son OECD araştırmalarının gösterdiği gibi, uzay sistemlerine yönelik ürün ve hizmet tedarik zincirleri hızlı bir tempoda uluslararasılaşıyor. Uzaycılık aktörleri arasındaki etkileşim biçimi değişmekle birlikte (örneğin uzaycılık kurumları arasında aynî işbirliği, yabancı tedarikçilere ihale etme, endüstriyel karşılık programları) küreselleşme eğilimi ‑ Ar‑Ge ve tasarımdan imalat ve hizmetlere varıncaya kadar ‑ tüm uzay ekonomisini etkiliyor.

Küresel değer zincirlerine girmek isteyen aktörler arttıkça, uzay araçları, fırlatma sistemleri ve bunların parçalarının görece küçük olan ticarete açık pazarlarında yerleşik aktörler artan bir rekabetle karşılaşıyor. Buna paralel olarak havacılık ve uzaycılık, ve elektronik grupların uzay programlarına yeni kamu yatırımlarının yapılmakta olduğu yeni ulusal pazarlara yönelerek büyümesi, insan kaynaklarını etkiliyor. Bilimsel işbirliği, teknolojik yenilikler, yeni uygulamalar, yeni yükselen pazarlar, vb. şeklindeki yeni fırsatlar gibi yeni riskler de ortaya çıkıyor. Geniş ölçekte yaygınlaşmış bulunan tedarik zincirlerinin türlü çeşitli aksamalara gitgide açık olması buna sadece bir örnektir. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu yeni riskler ile fırsatlarının dengelenmesi gerek politika yapıcılar, gerekse endüstrideki oyuncular için zorlayıcı olacak.

Uzayın “demokratikleştirilmesi” yol alıyor

Uzay sektöründe yeni dinamik güçler ortaya çıkıyor ve bazı teknolojik yenilikler (örneğin büyük telekomünikasyon uyduları üzerinde elektrikli tahrik sistemleri, endüstri tarafından kullanılan ve Uluslararası Uzay İstasyonunda yörüngede test edilen 3 boyutlu baskı) artan oranda kullanıma girerken, başkaları da (örneğin minyatürleştirme alanındaki ilerleme sonucu küçük uyduların daha da ekonomik hale gelmesi) eli kulağında bekliyor. Bilimsel ve teknolojik yenilikler, uzay uygulamalarını daha çok kişi için daha erişilebilir hale getiriyor. En ileri sensörlerin ve yeni uzay araçlarının geliştirilmesi için hâlâ yıllar süren Ar‑Ge çalışması ve devamlı finansman gerekiyor. Ancak, artık üniversitelerin sürekli artan işlevlere sahip mikro uydular yapmak için hazır teknolojiler ve donanım satın alması mümkün oluyor. Yenilikçi endüstriyel süreçler de potansiyel olarak uzaycılık imalatında devrimci dönüşümler, örneğin otomobil endüstrisinin seri üretim tekniklerinin belirli uzay sistemlerine uyarlanmasını vaat ediyor. Bu yeni dinamikler, küreselleşme ile birlikte, başta yerleşik endüstriyel aktörler olmak üzere, dünya çapında uzaycılık faaliyetlerinin yapılış şeklini artan oranda değiştirebilir.

Uzay yatırımlarının sosyo‑ekonomik etkilerinin birçoğu daha görünür hale geliyor

Uzay yatırımlarının çeşitli sosyo‑ekonomik etkileri oluyor. Uzay uygulamalarını kullanmanın etkileri çoğunlukla niteliksel (örneğin uydu resimlerini temel alarak daha iyi karar alma) olmakla birlite, aynı zamanda uydu navigasyon araçları kullanarak sağlanan verimlilik gibi belgelenmiş durumlarda parasal olarak ölçülebilir de olabiliyor. Ancak, karar alıcılara ve yurttaşlara verilere dayalı bilgi akışının geliştirilmesi gerekiyor. Uzay yatırımlarının net yararları değerlendirilirken, bilgi tabanının oluşturulması ve dünya çapında uygulayıcılara know‑how ve deneyim aktarılmasına yönelik mekanizmalar tasarlanması için daha fazla uluslararası çaba gerekiyor. Böyle bir yaklaşım, uzay uygulamalarının yararları ve sınırları konusunda verilere dayalı daha iyi bilgi sağlarken, aynı zamanda “tekerleği yeniden icat etme” riskini de azaltabilir.

© OECD

Bu özet metin, resmi bir OECD çevirisi değildir.

Bu özet metin, OECD telif hakkı ve yayının aslının ismi belirtilmek koşuluyla çoğaltılabilir.

Değişik dillerdeki özet metinler, aslı İngilizce ve Fransızca dillerinde yayınlanan OECD yayınlarının kısaltılmış çevirileridir.

Bu yayınlar OECD İnternet Kitabevi’nden ücretsiz olarak temin edilebilir www.oecd.org/bookshop

Daha fazla bilgi için, OECD Halkla İlişkiler ve İletişim Müdürlüğü, Haklar ve Çeviri Birimi’ne başvurunuz. [email protected] Faks: +33 (0)1 45 24 99 30.

OECD Rights and Translation unit (PAC)
2 rue André-Pascal, 75116
Paris, Fransa

İnternet web sitemiz: www.oecd.org/rights

OECD

Read the complete English version on OECD iLibrary!

© OECD (2014), The Space Economy at a Glance 2014, OECD Publishing.
doi: 10.1787/9789264217294-en

This is a required field
Please enter a valid email address
Approval was a Success
Invalid data
An Error Occurred
Approval was partially successful, following selected items could not be processed due to error