1887

OECD Multilingual Summaries

OECD Regional Outlook 2016

Productive Regions for Inclusive Societies

Summary in Turkish

Cover
Bu yayının tüm içeriğine erişmek için şu adresi tıklayın:
10.1787/9789264260245-en

OECD 2016 Bölgesel Görünüm

Kapsayıcı Toplumlar için Verimli Bölgeler

Türkçe Özet

Verimli ekonomiler ve kapsayıcı toplumlar oluşturulmasında bölgeler önemlidir. OECD Bölgesel Görünüm'ün bu üçüncü baskısı, OECD ülkeleri genelinde GSYİH açıkları son yirmi yılda daralmış olsa da ülkeler, kendi sınırları dahilinde bölgeler, şehirler ve halklar arasında gelir farklılıklarının arttığına tanıklık etmekteler. Önde gelen bölgeler ve şehirler artık aynı ülkedeki diğerlerine göre global muadillerle daha çok rekabet ediyorlar. Bölgeler arasında her zaman farklılıklar olacaktır fakat geride kalmış olan bu bölgelerin sosyal ve ekonomik kalkınma açısından "düzey yakalama" fırsatları da bulunuyor. Düzey yakalama makinesine yakıt verilmesine yardımcı olmalarıyla ülkeler, hem artan verimliliğin hem de kapsayıcılığın kazançlarını ikiye katlayabilirler.

OECD'de yerleşik olanların çoğunluğu kentsel alanlarda yaşarken hem şehirlerin yakınındaki kırsal bölgeler hem de kırsal uzak bölgeler, birçok şekilde ulusal refaha katkı yapabilirler ve yaparlar. Bu Görünüm, bu düşük yoğunluklu bölgelere özel bir vurgu yapmakta ve verimlilik artışı potansiyelini bütün kırsal bölgelere daha iyi aktaracak şekilde ülkelerin kırsal kalkınmayı nasıl yeniden düşünmeleri gerektiğine ışık tutmaktadır.

Şehirler, bölgeler ve yer temelli ulusal politikaların da Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerinin (SDG'ler) yanısıra COP21 Paris Sözleşmesi, Habitat III hedeflerine ulaşılmasında oynayacakları önemli bir rol bulunmaktadır. Bölgelerin ve şehirlerin daha fazla katılması, bu ve diğer küresel gündemlerde kendi yerleşik halklarına daha fazla ses hakkı tanımaktadır. Hedeflerin ve bunların ölçümünün yerelleştirilmesi farkındalığı artıracak, yerel düzeyde benimsenen çözümler oluşturacak ve hiçbir bölgenin veya şehrin geride kalmamasını güvenceye alacaktır.

Temel bulgular

  • Bölgeler genelinde ortalama verimlilik açığı, son yirmi yılda liderlerin kendi ülkelerindeki diğer bölgeleri geride bırakmalarıyla birlikte daha da açılmıştır. OECD ülkeleri genelinde en üst %10 (ön) ile en alt %75 bölgeleri arasındaki işçi başına ortalama GSYİH açığı, 15.200 USD'den 24.000 USD'ye yaklaşık %60'lık bir artış göstermiştir. Sonuç olarak OECD'deki dört kişiden biri, kendi ülkesindeki yüksek verimlilikli bölgelerin gerisinde kalan bir bölgede yaşıyor.
  • Sınırlı düzey yakalamanın itici gücünün kısmen ülkelerin içindeki karma şablonlardan geliyor olması, yüksek verimlilikli bölgelerin, ekonomi genelinde düzey yakalamayı hızlandırabildiğini ancak her zaman da hızlandırmadığını gösterir. Bu yüksek verimlilikli bölgelerin yaklaşık dörtte üçü kentlerdedir fakat düzey yakalayanların sadece dörtte birini kentsel alanlar karşılamaktadır. Mevcut büyüme oranları varsayıldığında düzey yakalayan ve yüksek verimlilikli bölgeler, 2050 öncesiyle aynı verimlilik seviyelerine sahip olmazdı. Halen farklılaşma gösteren bölgelerde aynı dönemdeki açıklığı kapatmak için verimlilik artışını mevcut büyüme oranlarına göre dört kat ile %2,8 artırmaları gerekecektir.
  • Uzak kırsal bölgelerle karşılaştırıldığında son krizden bu yana kırsal bölgeler arasında şehirlere yakın olanlar daha dinamik ve dirençlidir. Şehirlerin yakınındaki kırsal bölgeler, kırsal nüfusun %80'den fazlasına evsahipliği yapmaktadır ve bunların gelir ve verimlilik artışları kentsel bölgelerinkine daha benzer nitelikte olma eğilimi gösterir. Kriz (2000‑07) öncesinde kırsal bölgelerin üçte ikiden fazlasında hem verimlilik hem de istihdam artışı görülmüştür. Krizden (2008‑12) bu yana uzak kırsal bölgeler, istihdam ve verimlilik açısından geri dönüş yapamadılar.
  • Ticareti yapılabilen sektörler, farklı büyüme dinamiklerine rağmen hem kentsel hem de kırsal bölgelerde düzey yakalama yolunda verimliliğin önemli bir itici gücü olmuştur. Düzey yakalayan bölgeler, ticareti yapılabilen bu sektörlerin (özellikle de hizmet, imalat veya kaynak çıkarma ve kamu hizmetlerinin) ekonomisinde daha büyük pay sahibi olmuşlar ve farklılaşan bölgelerdeki yaklaşık üçte birlik değerle karşılaştırıldığında kendi paylarını zaman içerisinde üretimlerinin yaklaşık %50'sine çıkarmışlardır.
  • İyi yönetim uygulamaları da verimlilik performansı için önemlidir. Yüksek verimlilikli bölgeler, devlet idaresinde kalite ve düzey yakalayan bölgelerde kalitenin iyileşmesi bakımından Avrupa genelindeki ankette daha yüksek puanlara sahiptir. Kamu yatırımlarını yönetmeye dönük iyi kamu yönetimi düzenlemeleri, özellikle büyükşehir alanlarındaki yerel idari birimlerin parçalara ayrılmasıyla bağlantılı olarak verimliliği ve kapsayıcılık cezalarını azaltabilir.
  • Tek başına gelir yerine yaşam standartlarının çok boyutlu ölçümleri değerlendirildiğinde bölgeler arası farklılıklar daha geniştir. Gelir, sağlık ve istihdamı birarada tutan bir ölçüm, bazı bölgelerin toplumsal iyi hal açısından çoklu farklılıklardan mağdur olabileceğini ortaya koymaktadır. Yüksek ve düşük vasıflı işleri ("bankacılar ve kahve uzmanları") biraraya getiren şehirlerde gelir eşitsizlikleri, ulusal ölçeğe göre normalde daha yüksektir. Tamamlayıcı politikalar, verimlilik artışının farklı sosyal gruplara ve şehirlerin kendileri de dahil olmak üzere mekanlara fayda sağlamasını temin etmekte önemlidir.

Kilit tavsiyeler

Bu bölgesel verimlilik ve kapsayıcılık zorluklarını çözmede basit bir politika tarifi bulunmamaktadır fakat birkaç siyasi eylem alanı verimliliği, kapsayıcılığı veya her ikisini de desteklemeye yardımcı olabilir.

  • İşgücü ve ürün piyasaları gibi yapısal reformların, bütün potansiyel yararlara ulaşmak için mekana özel diğer politikalarla tamamlanması gerekiyor. Yapısal reformlar, bölgeye bağlı olarak farklı yansımalar taşıyabilir. İstihdam koruması göstergeleriyle ölçülen daha sıkı piyasa kısıtlamaları, şehirlere göre daha küçük işgücü piyasalarıyla kırsal bölgeleri cezalandırır. Gelişmiş ulaştırma seçenekleri, kendi etkisini artırmak için belli bir işgücü piyasası reformunu tamamlayabilecek olan yerel işgücü piyasasının etkin boyutunu artırır.
  • Bölgesel kalkınma politikaları, tüm bölgelerde sadece sübvansiyonlarla değil stratejik yatırımlarla da verimliliğin itici güçlerine ve büyümeye odaklanmalıdır. Ancak kamu harcamalarındaki payı itibarıyla kamu yatırımı son yirmi yılda %9,5'tan %7,7'ye gerilemiştir. Bu yatırımların %59'undan sorumlu olan ulus‑altı hükümetlerin kapasitesinin artırılması daha yüksek bir öncelik taşımalıdır. Belli bir bölgenin içindeki ve ötesindeki sektörler ve firmalar genelinde inovasyonun ve olumlu uygulamaların yayılmasını kolaylaştıran yatırımlar, verimliliği artırmak için bir fırsattır. Birçok ülkede politikalarla, bölgeler arasındaki farklılıkların azaltılması istenirken verimliliğin en yüksek olduğu bölgelerde büyümenin tıkanmasından kaçınmaları gerekiyor.
  • Kentsel kalkınma politikalarının, şehirlerin bir ülkedeki "şehirler sistemi" içinde nasıl birbirine bağlanacağını değerlendirmesi gerekiyor. Birkaç ülke, son zamanlarda ve önümüzdeki zamanlarda ulusal kentsel politikalarda değişiklik olduğunu bildirmektedir. Bu politikalar normalde, şehirlerdeki sosyal ve çevresel maliyetlerin azaltılmasına odaklanırken ayrıca şehirlerin ekonomik rolünü, ulusal bir sistemdeki yerel ve bölgeler arası bağlantılarını ve ekonominin geneline fayda sağlaması gereken inovasyonu oluşturma kapasitelerini de gözönünde bulundurmaları gerekir.
  • Kentsel kalkınma politikalarının "Kırsal Politika 3.0" olarak güncellenmesi gerekiyor. Kırsal bölgelerin çeşitliliğini ve dinamik alanlara bağlantının önemini de kabul edecek şekilde kırsal kalkınma yaklaşımlarını çiftlik desteklerinin ötesine taşıyacak ilerlemeler sağlanmıştır. Kırsal Politika 3.0, bütünleşik yatırımlar ve uygun yerel hizmetler yoluyla ve yerel katılım ile baştan başa kalkınmayı teşvik etmek suretiyle toplulukların rekabetçi avantajlarını geliştirmeye odaklanmaktadır.
  • Yer tabanlı politikalar için bunları uygulamaya ("nasıl") dönük kamu yönetimi düzenlemeleri kritik önem taşıyor. Birçok ülkede alt‑ulusal hükümet reformları, yatırım ve hizmet temininde ilgili ölçeğe politika katacak ve ölçek ekonomisi sağlayacak şekilde gerçekleştirilmiştir. Ülkeler, tamamlayıcılıkları dengelemek ve mübadeleleri ele almak amacıyla politika alanları genelinde kamusal eylemi biraraya getirmek için hükümetin her seviyesinde bölgesel kalkınma politikasını ve kamu yatırımlarını yönetmenin daha iyi yollarını denemeye devam ediyorlar.

© OECD

Bu özet metin, resmi bir OECD çevirisi değildir.

Bu özet metin, OECD telif hakkı ve yayının aslının ismi belirtilmek koşuluyla çoğaltılabilir.

Değişik dillerdeki özet metinler, aslı İngilizce ve Fransızca dillerinde yayınlanan OECD yayınlarının kısaltılmış çevirileridir.

Bu yayınlar OECD İnternet Kitabevi’nden ücretsiz olarak temin edilebilir www.oecd.org/bookshop

Daha fazla bilgi için, OECD Halkla İlişkiler ve İletişim Müdürlüğü, Haklar ve Çeviri Birimi’ne başvurunuz. [email protected] Faks: +33 (0)1 45 24 99 30.

OECD Rights and Translation unit (PAC)
2 rue André-Pascal, 75116
Paris, Fransa

İnternet web sitemiz: www.oecd.org/rights

OECD

Yayının İngilizce tercümesini okumak için OECD.iLibrary’i zirayet edin!!

© OECD (2016), OECD Regional Outlook 2016: Productive Regions for Inclusive Societies, OECD Publishing.
doi: 10.1787/9789264260245-en

This is a required field
Please enter a valid email address
Approval was a Success
Invalid data
An Error Occurred
Approval was partially successful, following selected items could not be processed due to error